1-Teknolojinin yükselişi ve Yapay Zeka , Savaş-Evrim-Hiyerarşi Transhümanizm | Posthümanizm

Teknoloji(yapay zeka) dünyayı nasıl ele geçirecek ve hızla katlanan teknolojinin hayatımızı nasıl etkisi altına aldığından bahsederken

SAVAŞ- EVRİM- HİYERARŞ- TOPLUM- YOK OLACAK  MESLEKLER- İRAD- ESAĞLIK- SANAT- EĞİTİM

Gibi başlıkları açıklamadaki kaynakçalara dayanarak kehanetsel değil bilimsel olarak retrospektif yöntemli çıkarımlara ve örneklere dayanarak kısaca değineceğiz, bu ne demek derseniz 100 yıl önce ile bugün karşılaştırarak 100 yıl sonrasını tahmin etmeye benzer.

EVRİM

Eski yy ların tıp mantığı daha çok hastalıklıyı iyileştirmek iken. 21 yy da daha çok sağlıklıyı iyileleştirmeye odaklanacak. Ve bunu yaparken de her adımda superhumanlaşmaya yakınlaşacak. Genetiği ile oynanmış bebekler Dna hormon ve beyindeki birkaç minik gen değişikliği belki de kim bilir muazzam değişimlere sebep olabilir. Geçmişte evrim arabasının yolcuları gibiydik şimdi ise evrim uzaya fırlatılmış bir roket gibi ve artık yolcu değil. Tüm bunlar sie uzak gibi gelmesin.

Dr. Warmflash ın tahminine göre 2074 te yapay rahim ile annelik ortadan kalkacak, bu ; düşük riski, kısırlık, bulaşıcı hastalıklar, anne ölümleri gibi birçok tehdidi ortadan kaldıracak. Novartis ve Google göz yaşından glukoz seviyesini ölçen kontakt lensler geliştiriyor. 2014 te iphone 52 şeker hastasının midesine küçük bir alıcı pompa yerleştirdi. Pompaya kandaki şeker seviyesini ayarlayan insülin ve glukagon tüpleri bağlandı. Ve seviyeyi ölçen algılayıcılar iphone bağlandı.

Bu cihaz kandaki şeker oranını ölçüp gerektiğinde hangi tüpü aktif edeceğini çok iyi ayarlamayı başardı. Pixie scientific bebeğinizin kakasını inceleyerek sağlık durumu konusunda bilgi veren akıllı bezler satıyor. Son dönmelerde şamanların yerini biyologlar ve cerrahlar alırken… üfürükçülerin yerini nöroloji…cin çıkaranların yerini prozac veya antiepileptik ilaçlar aldı. Tabi bu ilerlemeler arasında en dikkat çekici olan pek tabi beyin üzerine yapılan çalışmalar.

Günümüzde sadece aynı türler arasında değil farklı türler arasında da beyin dokusu değiş tokuşu yapabiliyoruz. Gelecek yy larda nörobiyolojinin gelişimi ile türler arası özellik değiş tokuş devrimi yaşanacak. İlerde bir beyin nakli ameliyatı geçirip köpeğin koku duyusuna, yarasanın duyma duyusuna veya kartalın görme duyusuna sahip olabilirsiniz. Nitekim Lund üniversitesindeki bazı araştırmacılar insan derisindeki hücreleri sinir hücrelerine dönüştürüp farelerin beynine nakli uygun olduğu görülmüştür. Yakın zamanda felçli hastaların tedavisi için bu tür çalışmalar uygulamaya geçirilecektir.

Gelecekte beynin nasıl öğrendiğini öğrenirsek beyin görüntüleme tekniklerini daha kusursuz hale getirilebilir. Çünkü artık kafamız içinde ne olduğunu ne düşündüğünüzü belki geçmişinizi silmekte zorlandığınız en karanlık hatıralarınızı birkaç aygıt aracılığıyla üçüncü kişilere açmış olacaksınız. Yani bir rivayet olarak aktarılan düşünce okuma gerçek olmakla kalmayıp bu yeteneğe kavuşmak için online dahi satın alacağınız ürünler yeterli olacak.

Tabi bu yaşam kalitenizi düşüren çok anının travmanın silinmesinde kullanılacağı gibi adli açıdan kullanımı da gecikmeyecek bir sistem. Şöyle ki suç potansiyeli içeren ırkçılık nefret barındıran kişisel veya toplumsal kanaatlerin zihninizden silindiğini düşünün. Evet güzel olurdu, yani tabi silinen şey ilk reddedilişiniz ise. Ama biraz da şöyle düşünelim; örneğin soykırımın bizzat mağduru olmuş bir Yahudi’yi geçmişinden koparmak belki de ondan ciddi kişilik değişimi yaratacaktır çünkü belki de sizi siz yapan geçmişteki acılarınız olmuştur.

Tarihin başından beri gruplar başka gruplara saldırarak kendi gelişimleri için gereken insan gücünü ele geçirdiler. Bunu yaparken diğerlerini esir ettiler, tecavüz ettiler, öldürdüler veya kültürlerini yok ettiler. Günümüzde ise artık bunların olması çok düşük bir olasılık çünkü küreselleşen dünya da bir yerde olan olayın, başka yerlere de kolaylıkla sıçrayacağı ortadadır. Bunun önüne geçmek için tüm devletler işbaşında hazır bekliyor olacaktır.
Dünya üzerinde artan ırkçılığın asıl kaynağı ilkel kaygılardır. Irkçılığın artması ile insanlar din ve kültür ayırımına giderek düşman kamplar oluşuyor ve küresel düzeyde işbirliği oldukça güçleşiyor. Bu kaygıların merkezinde ise korku hep yatmaktadır. Tabi ki yan yana yaşayan insanlar arasında her zaman bir korku olacaktır.

Ve eğer 3.dünya savaşı çıkmasını istemiyorsak; bu korkuyu giderecek çalışmalar yapılmalıdır. Çünkü Freud un dediği gibi “savaşlar genelde açgözlülükten çok korku-endişe yüzünden ortaya çıkar. İnsanların son derece bağımlı halle getirildiği günümüzde korku artmaya başlamıştır. Çünkü bir insan ne kadar bağımlı ise o kadar korkak ve pasif olur.” 
21.yy da dünyanın huzurunu kaçıracak yeni savaşlar “siber savaşlar” olacaktır
Gelecekte güvenlik belki de en önemli gündem olacak; ancak güvenliğe verilen bu değer güvenlik açıklarını şimdikinden çok daha dramatik bir hale getirecek. Hatta bırakın şimdi geleceği falan, bunun günümüzde de örnekleri var; mesela 2013 yılında suriyeli hackerlar “associated press in twitter” hesabını ele geçirip yaptıkları 1dk dan daha az süreli manipülasyon ile ekonomide derin dalgalanma yaratmayı başardılar. 
21.yy da gelişmiş ve büyük orduların önemi kalmayacak çünkü gelişmiş bir süper savaşçı ya da teknolojiyi elinde tutan birkaç avuç insan bir orduya bedel olabilecek.

21yy’da ordular bildiğimiz anlamdan çok uzak bir hal aldı diyebiliriz. Pek çoğumuz onları aslından tanıyoruz aslında. İşte bu yüzyılın orduları ŞİRKETLER’dir. Yapay zekayı ilk elde eden şirket ürettiği yz ya bir şey hesaplamasını isterse ve o şey dünyadaki tüm insanları kapsıyorsa belki de saatler içerisinde bu yz tüm dünyayı ele geçirme girişimlerinde bulunabilir. Hannibal ın süvari taktikleri siber savalarda gerek duyulmayacak. Birçok ülkenin savaşçıları artık robotlar olacak, hiçbir aile çocuğunu ya da genç nesli savaşmaya veya hayatlarını tehlikeye atan askerliğe göndermeyi istemeyecek. Böylece teknolojiyi kullanan partiler daha çok rağbet görecek hale gelecek toplum tarafından.
Küreselleşen dünyada ekonomik ve askeri gelişmeler rekabeti değerini yitirecek. İnsanlara değer verme devam edecek ancak birey yerine toplum faydası daha fazla gözetilecek. İnsanlara değer verme devam ederken bunun yanında sürümleri yüksetilmiş superhumanlara daha fazla değer verilecek. Dünyaya küresel bir çözüm bulunamazsa nükleer savaşlar genetiği ile oynanmış canavarlar veya biyosferin iflası ile karşıkarşıya kalabiliriz. Ve eger bu küresel sorunların vehametinden bunalıp telaşlandıysanız doğru yoldasınız demektir. İnsanları diğer hayvanlardan ayıran temel özelliklerden biride büyük gruplar halinde hep beraber düşünebilmesi harekete geçmesidir. Neden küresel davranmalıyız çünkü yapay zeka veya iklim değişikliği tazmanyadan baltimor a kadar herkesi etkileyecek büyük küresel sorunlardır.

HİYERARŞİ
Doğa bize gösteriyor ki evrimsel süreçte en fazla yol kat eden(en iyi hale gelen) en faydalı olandır, dolayısıyla en fazla yaşatılması gereken de odur. Gelecekte ise “büyük veriye en fazla katkı sağlayan daha değerli olacaktır” desek doğru bir çıkarımda bulunmuş oluruz.(dataizm denilen bu şeyi ilerde ele alacağız)
İnsan-hayvan ilişkisinin gelecekteki görünümü süperhuman-insan ilişkisidir. Bir çalışma grubu oluşturulduğunda insan sayısı olabildiğince azaltılmaya çalışılacaktır. “Gerçek şu ki bilgisayarlarda hata yapar bazen” hata demeyelim de teknik aksaklıklar yaşanıp kafası karışabilir. Birden fazla tuşlama yaptığında strese girip ağırlaşabiliyor.

Gelecekteki hızın artışı ile bilgi açısından ağlar domino tehlikesi şeklinde çok kısa sürede etkilenip felaketlere yol açmaması için bazı duraklarda superhumanlar çalıştırılabilir. Ahlaki olarak da kendini üstün gören insan yaşamının inekler filler veya kurtlarınkinden daha kıymetli olduğuna inanmak ister. Peki güçlü olan her zaman haklı mıdır?.

İnsan diğer hayvanlardan sırf güçlü diye daha mı değerlidir. Ayrıca ülkeler arasında da şöyle bir durum varki bir afganın hayatı bir abd liden daha değersizdir hem eğitim hem de sağlık açısından. Şuan bu ekolojik güç dengesi ilerde bozulabilir ya da başka şekilde tezahür edebilir. Tabi insanın ineği sömürüsü gibi yapay zekayı sömürüsü gündeme gelecektir. Peki bu dijital köleliğin habercisi değil midir?