CRISPR DEVRİMİ/ ÖJENİ- Posthümanizm Transhümanizm Buluşmaları

Dr.Cengiz DAĞDELEN

Yaşamın sırrı genlerimizde saklıdır. Bu sırrın gizemi maalesef… sevinerek söylemem gerekirki CRİSPR ile çözülmeye başladı. CRİSPR.. kısaca Kümelenmiş… Düzenli… Aralıklı…  Kısa Palindromik… Tekrar Dizileri demektir. Canlıların genlerindeki kodu… onları hsatalıklardan arındırmak için kullandığımız bir sistem. Yani hastalıklı-sorunlu bir geni çıkarmak için… daha sağlıklı-istenilen bir geni oraya yerleştirme kısaca… Bu konuda Jennifer Doudna 2020 de Nobel ödülü aldı bildiğiniz gibi… CRİSPR meselesinin gerek nasıl yapıldığını… neler yapılabileceğini… üstün-hastalıksız insanı… nasıl oluşturmamıza nasıl… ateşleyici tutkuya sebep olduğunu değişik öjenik.. ve pragmatik yanını her konuşmamda neredeyse değineceğim çünkü gerçekten derya deniz… tıbbın zirvesi bir konu… o yüzden kısa bir politik girişi uygun gördüm.

Şimdiye kadar en uzun yaşayan insanların genlerini inceleseydik, belki de yaşlanma sürecini yavaşlatan veya durduran bazı genetik faktörleri keşfedebilirdik. Örneğin, sirtuin 6 (SIRT6) geni, uzun yaşama süresi olan canlılardaki DNA onarımından sorumlu olduğu bulunmuştur. https://www.haberturk.com/bilim-insanlari-daha-uzun-yasam-gen-tamiriyle-mumkun-2440750
Bu genin aktivitesini artırmak… veya taklit etmek, insanların daha uzun ve sağlıklı yaşamasına yardımcı olabilir. Bu genlerin nasıl çalıştığını ve hangi yolları etkilediğini anlamak… yaşlanmayla ilişkili hastalıkları önlemek veya tedavi etmek için yeni stratejiler geliştirmemize olanak sağlayabilirdi

Hergün bozuk gen ile doğan çocukların acılarını dinliyoruz…-özellikle SMA çocuklarının… lütfen beni sedyeye taşırken ayaklarımı tam uzatmayın, beni uyuştururken acı duymamam için uygulayacağınız ilacı beni diğer sedyeye taşımadan yapın diye. Daha sonra bozuk anatomiye sahip çocuğun omurga boşluğuna ulaşmak ve ilaç enjekte edebilmek ne kadar büyük bir emek bir hekim için bilseniz.İlaçların pahalılığı ise devletler için büyük ekonomik kaybını… Çocuklarımız.. işte bu acılarla doğuyor… bu acıyı.. hiç işittiniz mi? Küçük çocuklar için açılan standları hiç görmediniz mi? Çocuğunuzun bozuk bir gen ile doğması, sadece çocuğunuzun ileride acı çekmesi demek değildir; aynı zamanda sizin, ailenizin, mahallenizin ve ülkenizin de acı çekmesi demektir. Buradan hareketle şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki, CRISPR gibi teknolojiler emniyet kemeri görevi görecektir…o olmadan yola çıkmış hasarlı gen demek hasarlı toplum ve ülke yani kısaca “Acının zincirleme kazası” demek olacaktır… Boş yere ekonomik kayıp ve ülkelerin ekonomilerine zarar demektir. Çünkü unutmayınız ki, ülkesel gelişim bireysel değişim ile başlar. Bizatihi bireyin genetiği tabii…

Doğmamış çocukların da hakları vardır… ve olmalıdır. Elinizde bebeği kurtaracak teknoloji varken, bebeği bozuk hastalıklı gene terk etmek ve bebeğin acı dolu bir hayata veya ölümüne sebep olmak etik değildir. Bu, planlayarak ve tasarlayarak yapılmış bir cinayettir bana göre.

Bir ülke mükemmel sürdürebilir bir toplum oluşturması… diğer ülkelerin çocuklarını tasarım bebek olarak yapıp yapmamasına bağlıdır… Tasarım bebek ile ülke daha sağlıklı, zeki ve güzel insanlardan oluşan bir nesil yaratabilir. Ancak, komşu ülkeler hızlı davranıp… güçlü bir nesil yetiştirirken söz konusu ülke hala bunu yapamıyorsa, korkarım ki kötü bir gelecek o toplumu bekliyor olacak.

Tasarım bebekte CRİSPR’ın düzenleyici gücü sadece fiziksel diğildir…çocuklarımız aslında zihinsel olarak da hastalıklı olabilir. Bu hastalık kimi zaman doğumda kimi zaman çok uzun süre sonra da ortaya çıkabilir. Bilim insanları beynin yapısındaki bazı bölgelerin fazlalığının… empati duygusu üzerinde önemli ölçüde etkili olduğunu bulmuştu. Ya da şizofren iki ebeveynin çocuklarınında şizofren olma olasılığı çok yüksek olduğunu söylemiştik. https://medicalxpress.com/news/2012-07-individual-differences-altruism-brain-region.html

Buradan hareketle diyebiliriz ki, gerek CRISPR Devrimi ile gerekse genetik geliştirme teknolojileri ile, empati yeteneği çok yüksek insanlar olabiliriz. Hele ki evrensel etiğin empati ile son derece sıkı ilişki içerinde olduğunu düşünürsek, bu teknolojileri geliştirmek her şeyden önce evrensel bir ödevdir. İnsanları doğru etiğe yöneltmek için ceza sistemleri ile hapishaneleri doldurup “bak böyle yaparsan seni cezalandırırım” demek yerine, yani korkutup tehditkar yasalar uygulamak yerine, transhümanizm navigatif düşünce gücü ile etik değerleri yüksek yasaları benimseyen ve gereğini yapan serkeş olmayan insanlar yetiştirebiliriz.

Ne kadar yaşayacağınızı hastalığınıza anneniz babanız karar veriyor. Mesela anne FKU (fenilketonüri) olsa, fallot, ASD (atriyal septal defekt), VSD (ventriküler septal defekt) gibi kalp hastalıklarıyla doğmanız veya anne SLE (sistemik lupus eritematozus) olsa, ritm bozukluklarıyla doğmanız çok olası… Peki bu adil mi? Buna kim karar verdi? Buna kader diyebilir miyiz?

DNA adenin guanin timin sitozin yani 4 harften oluşur 4 harfle bezendik bunları düzenleme kudretine ulaştık kim bilir belki başka bir harf daha ilerde ekleyebiliriz…Zincir zayıf halkadan kopar… Çok iyi bir gene sahip olsanız bile tek gen sizi öldürebilir. Onlarca Tek gen hastalığı var…Topluluklarda böyledir; tıpkı bir baş sarımsağın tüm tencereyi kokutması gibi. Tüm genler doğru seçilirse ve mutasyonlar önlenirse insan hayatı ne kadar uzayacağını düşünün…

Aile sadece benzer genler akla gelmemeli. Eğer sevgi temelli, maddi veya manevi karşılıksız birliktelik sürüyorsa, hele ki ortak bir manevi amaç uğruna mücadele varsa…. kişiler arasında, orada da bir aileden bahsedebiliriz. Ama eğer bir karşılık bekleniyorsa, beklenti karşılanmadığında kişi kopuyor, aileden uzaklaşıyorsa, o kişi ailenizden değildir…Geçen yıllarda POSTHÜMANDER’in Istvan Zoltan ile yaptığı söyleşide kendisininde belirttiği gibi Aile kavramı artık genişliyor. Yani genetik değişiklikler ile artık 3 ebeveynli hatta belki de 100 ebeveynli çocuklar doğduğunda sadece bir ailenin değil bütün ülkenin veya toplumun bebeği olmuş oluyor. Aile bizi birleştiren bir olgu bu birleşmeyi neden bir toplum ile nezdine indirgemeyelim?Bu toplumu oluşturan Tasarım bebeklerin hedonik ayar noktalarını belirleyerek onlara zevk verecek işleri planlayabiliriz. Onlara istediğimiz cevheri aktarabiliriz. Kardeşliğimizin bilgeliğini somut anlamda büyütebiliriz.

İnsan genetiğinin değiştirilmesine karşı çıkanlar, hangi genetiği kastediyor? Evlilik, yarısı anne yarısı baba olan bir çocuk doğurmak demek değil mi? Yani evlilikle zaten yeni bir gen oluşturuyoruz. Bunu CRISPR ile yaptığımızda neden sorun olsun ki?nohutlu pilav yaptığınızda sadece nohut ve pilav olması şart mı? Biraz et ve baharat katamaz mısınız? Doğa bile bunu yapıyor mutasyonlarla genetik değişmiyor mu zaten…

Ad vitam dizisindeki “yenilenme kapsülleri” gibi hücreler ile tıpkı p53 genimizin yaptığı gibi… bozuk işe yaramayan hücre-leri arındırma ve yerine yeni hücrelerin getirilmesi mümkün olabilir. Bu yenilenme-arınma kapsüllerini belki de bizim hareketimiz başarabilir.

Genetik bozukluklar sadece kişiyi değil toplumu-ülkeyi ilgilendiren büyük sonuçlara yol açtığını söylemiştim. Örneğin normal erkek insan karyotipinde 46, XY iken.. Klinefelter sendromunda 47, XXY şeklinde karyotip vardır. Klinefelter sendromu insidansı 1/500’dir. Evet bazı ülkelerde görülme sıklığında bu kadar yüksek bir oran vardır…Klinefelter sendromlu bireylerin suça eğilimli oldukları söylenir nedenlerini soracak olursanız testosteron seviyesi nedeniyle saldırganlık, öfke kontrolü, cinsel istek ve özgüven eksikliği yaşayabilirler. Bu durum, kendilerini ifade etmekte zorlanmalarına, depresyon ve anksiyete gibi ruhsal bozukluklara, madde bağımlılığına ve antisosyal davranışlara yol açabilir. Ayrıca gelişim geriliği ve öğrenme güçlüğü nedeniyle akademik başarıda geri kalabilirler. Bu durum, kendilerini yetersiz hissetmelerine, okuldan kopmalarına, iş bulmakta zorlanmalarına ve yoksulluğa sürüklenmelerine neden olabilir. Bütün bunlara ek olarak fiziksel görünümlerindeki kadınsı özellikler nedeniyle toplumda dışlanma, ayrımcılık, alay ve şiddete maruz kalabilirler. Bu durum, kendilerini savunmak için şiddete başvurmalarına veya intikam duygusuyla suç işlemelerine neden olabilir. Neden bu sendroma sahip bireyleri iyileştirmeyelim ki bu şekilde dışlanma onların kaderi olmamalıdır.
https://tr.wikipedia.org/wiki/Klinefelter_sendromu

Ailenizden biri genetik bir bozukluk sonucu annesi başta olmak üzere tüm ailesi acılar yaşayabilir.. belki de yaşamıştır da.. ama bunu engelleyecek teknoloji varken buna izin vermeniz neden ahlak dışı olduğunu ilerleyen konularda sıkça bahsedeceğim.

Bir spremin yumurtaya ulaştıktan sonra artık başka spermin girememesi gibi veya tıpkı bir karakteri olmayan insanın herkesle geçinmesi gibi bazen seçicilik veya öjeni iyidir. Öjeni kelime anlamıyla doğru geni koruma demektir. Öjeni denilince aklınıza ırkçılık faşizm gelmesi doğaldır çünkü sabıkası kötü bir kelimedir. Hitler, dine veya renge bakarak öjeniyi yanlış kullanmış bir liderdir… Ancak Öjeni her zaman yanlıştır demek doğru değildir bana göre…ki birinin bize güzel görünmesi veya aşık olmamızın onu sevmemizin öjenik tarafını daha önceki kitabımda bahsetmiştim. CRISPR teknolojisi ile öjeni, doğru ve farklı bir boyut kazanıyor. Tıpkı bir gebenin çoğu ilacı kullanmaması yada tüp bebek yöntemi veya hastalık arındırma gen teknolojileri gibi şeylerden bi haberdi eski sözümona öjenikçiler…ki bu yüzden kötü geni yok etmek için insanlara işkence yaptılar, aç bıraktılar şiddet kullandılar acılara sebep oldular insanları ve aileleri katlettiler ancak günümüzde biz bu öjeniyi daha sağlıklı-bilimsel ve en önemlisi “Acı yaşatmayan” mikro zeminde musluğu kapatarak yapmayı başarabilirsek tırtıl ve kelebeğin ayrımını iyi yapabilirsek çok sağlıklı-bilinçli ve üstün genetiğe sahip bireyler yetiştirebiliriz. Bugün eğer öjenik değilim her çocuk ne genetiğe sahipse o şekilde doğmalı diyorsanız  o halde neden 2’li veya 3’lü test yapıyorsunuz… niçin tarama sıralarına giriyorsunuz belki de 16’lı test yapmayorsunuz yoksa gizli bir öjenikmisiniz kendinizden haberiniz mi yok…

Sonuç olarak Transhümanizm deki üstün insancılık,..öjeni veya CRISPR ile tasarım bebekler aslında genom ve teknolojik yeni bir insan ırk üretmekten ileri gelir tıpkı beyaz renk isteyen bir kişinin.. bir çok rengi karıştırması gibi somutlaşırabiliriz. Transhümanizm yani Mevcut bir ırkı üstün yada aşağı sınıf görmeyip dini dili ırkı ne olursa olsun beynini iyi kullananları geleceği iyi görenleri topyekün davet edip ideal hastalıklara oldukça savunmalı üstün yetenekli insanlar oluşturabiliriz demek ister. Ve bu öjeniyi daha çok uzun yaşam için CRISPIR’ı kullanmak ister. Ve şu soruyu cevaplamanızı ister: Kim bebeğinin hastalıklı olmasını ister ki sorusundan ziyade asıl soru ise müdahale ettiğiniz gene sahip bebek gerçekten sizin bebeğiniz olarak kalacak mi yoksa bir toplamın ya da toplumun bebeği mi olacak?