Sıradan bir insandan, Süper İnsana (Transhüman-Posthüman) dönüşüm nasıl olur?

YAZAR: MEHMET2048

Nasıl ki bir tırtıldan bir kelebek oluşturulması olayı varsa biz insanların da bu hayattan, kendi kaderini tayin edecek düzeye ulaşması için ne yapması gerektiğinin yöntemini bizlere göstermektedir. Xu ve diğ. (2020) tarafından yayınlanan “Ecdysone controlled cell and tissue deletion = Ekdison denetimli hücre ve doku silinmesi” adlı bir araştırmada, bir tırtılın bir kelebeğe dönüşümünü tetikleyen kimyasal olaylar zinciri açıklamaktadır.
Nitekim bir canlının gelişmesinde gereksiz hücrelerin kaldırılması çok önemli bir yer tutar.
Protorasik bezeler (Prothoracic glands) tarafından salgılanan ekdison adlı steroid hormonunun tırtıl-safhasından uçan-böcek safhasına geçişte temel düzenleyici rolü oynadığı görülmüştür. Bir canlının gelişiminin nasıl olacağı, o canlının genetik bilgilerinde kayıtlıdır. Genetik bilgilerdeki bu kayıtlar ise, kimyasal bileşim değişimleri serisi olarak bulunur. Çünkü tüm bilgiler kimyasal elementlerce kaydedilirler. Kimyasal elementler de sabit-değişmez değildirler, onların oranlarının da doğadaki kuvvet-alanları değişimine uygun olarak sürekli değiştikleri (Kervran-Etkisi) olarak bilinmektedir.

Yani doğadaki her kimyasal öğenin (ister atom, ister molekül, ister hücre şeklinde olsun) belli bir oluşum zamanı ve belli bir silinme-yok olma, zamanı vardır. Buna Ömür-Yaşam süresi denir.

Ekdison adlı hormon da, belli bir zamanda üretilir ve tırtıl gövdesindeki organların, kimyasal bileşimlerinin değişim-dönüşüme uğratılarak, bir kelebek şekline ulaştırılması işlemlerinde anahtar rolü oynar. Bu işlemlerde milyonlarca kimyasal reaksiyon birbirini takip eder ve tüm bu işlemler “bilgi” denilen ve kimyasal bileşim-değişimleriyle denetlenen bir faktöre uyularak yapılır.

Ekdison hormonunun bu işlemleri yaparken, eski davranışları tetikleyen sinir-sistemindeki sinaps-bağlantılarını kaldırıp, yeni bir tarzda davranacak şekilde, yeni sinaps bağlantıları oluşumunu gerçekleştirdiği de gözlemlenmiştir.

Bu işleme synapse-pruning = (sinaps budaması) adı verilmiştir.
Sinaps-budaması kavramını anlamak için şunu tasarlayın: Bir ağacın dallarının istediğiniz yönde uzayıp büyümesini, istemediğiniz yönde de büyümemesini sağlamak için budama işlemi yaparsınız. İşte bir tırtılın sürünen yaşam tarzından, uçan yaşam tarzına geçişi için yapılan işlem, tam da buna benzer.
Bir insanın yanlış yaptığı bir işlemi düzeltmesi sırasında, beyninde gerçekleşen işlem de aynen böyledir. Yanlış davranışa neden olan sinaps bağlantısı kaldırılır ve daha doğru olacak şekilde, yeni bir sinaps bağlantısı yapılır.
Tüm bu işlemler birer değişim-dönüşüm işlemidir. Değişim-dönüşümü kabul etmezseniz, beyinlerinizde çocukluk evresinde gerçekleştirilmiş olan dogmatik-zombileştirici sinaps-bağlantılarını asla yok edemez, doğal sisteme uygun mutlu bir yaşama kavuşamazsınız. Dolayısıyla insanın Tekâmül’e, potansiyel gücü ve değerine ulaşabilmesi için, değişim ve dönüşümü de(Transhuman-Posthuman olmak) kabul etmesi gerekir.
İster bir bitki hücresi olsun, ister bir hayvan hücresi olsun, her birinin içerisinde saniyede yüz-bin kadar reaksiyon olmaktadır. Bu reaksiyonları yapanlar atomlardır ve atomların içlerinde ise, saniyede gerçekleşen reaksiyon sayısı milyonlar değil, trilyonlar-katrilyonlarla ifade edilir.

Yapılan bilimsel tüm araştırmalar, doğadaki bu evrimsel gelişimin atom-altı-öğelerce başlatıldığı, sonra atomların, sonra moleküllerin, sonra hücrelerin, sonra diğer varlıkların ortaya çıktığı ve tüm bu işlemlerin de “bilgi” faktörüyle ilerletilip-geliştirildiği, dolayısıyla Dünya’da ve evrende, sürekli bir değişim-dönüşüm sistemi içinde ilerleyip-gelişen doğal sistemin söz konusu olduğu gösterilmiştir.
Bizler de bu temel hayat görüşüne uygun olarak davranmak zorundayız. Dolayısıyla hayatı tanımlayan Bilim adamları ve düşünürlerin; “Life is nothing but chemistry = hayat sadece kimyadır” şeklinde yaptığı tanımlamaların, ne kadar isabetli bir tanım olduğunu burada tekrar vurgulamak isterim.
Hayat, sürekli bir değişim-dönüşüme doğru, insanlığın geleceği de, Transhuman-Posthuman olmaya doğru ilerliyor.

Bu nedenle kuantsal yaratıcılık yada yaratıcı güç (Tanrı), hiçbir varlığın ömrünü sonsuz yapmıyor. Biz insanlar kafamızdaki bilgilerin doğaya, Dünya’ya ve evrene uyumluluğunu sürekli kontrol edip, uyumsuz bilgilere ait sinapsları yok etmek, sinaps-budaması yapmak zorundayız. Gelenek ve göreneklerin sorgulanması, düşünce kalıplarımızın yeniden gözden geçirilmesi ve yanlış olabilenlerin budanması bu nedenle gereklidir.
Unutmayalım ki, Derisini değiştirmeyen yılan ölmeye, değişime karşı olan fikirlerini değiştirmeyen insan yok olmaya mahkumdur. Dolayısıyla bunu yapmayan devletler ve toplumlarda çökmeye, sömürülmeye ve yok olmaya mecburdurlar. Gerek Dünya’daki kaynakların sınırlı oluşu, küresel ısınma ve iklim değişikliği, salgın ve virüsler, nüfus yoğunluğu, hava, su ve çevre kirliliği, gıda yetersizliği, savaşlar, doğal afetler gibi içsel nedenler, gerekse Güneş patlamaları, radyasyon, meteor yağmuru gibi uzaydan gelen dışsal nedenler, Dünya’daki diğer canlıları ve insanlığı, yok oluşun eşiğine getirmektedir. Tüm bunlardan kurtulmanın yolu ise, Transhumanizm-Posthumanizm’dedir. Çünkü, Transhumanizm-Posthumanizm, İnsanlığın ve Dünyanın geleceğidir. İnsanlığın ve Dünyanın geleceği-kurtuluşu Transhumanizm-Posthumanizm’dedir.
Bu nedenle, Transhumanizm-Posthumanizm gereklidir.
Çünkü bu Dünyada ve evrende değişmeyen tek şey DEĞİŞİM’dir.

KAYNAKÇA:

https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC7205961/
http://tanriyianlamak.blogspot.com/2012/02/dom-2-enerjinin-kokeni-ve-kuantum.html?m=1
https://en.m.wikipedia.org/wiki/Corentin_Louis_Kervran

Sende Transhümanizm hakkında yazmak ister misin?

O halde aşağıdaki Bize Katıl linkine tıkla!