Körlüğe Karşı Başarı Elde Eden CRISPR’den Daha Fazlası Umuluyor!

Gen düzenleme tedavisi, vaatlerini ve sınırlarını ilk denemede gösterdi. Kalıtsal körlük için bir gen düzenleme denemesine katılan Carlene Knight artık ışığı daha çok seçebiliyor ve hatta nesneleri ve kapıları ayırt edebiliyor.

Araştırmacıların bildirdiğine göre, körlük tedavisinde CRISPR gen düzenleme aracını kullanmaya yönelik dünyanın ilk girişimi umut vaat ediyor.

Mart 2020’de başlayan terapiyi alan altı kişiden ikisi artık ışığı daha iyi seçebiliyor ve biri artık loş ışıkta bir labirentte gezinebiliyor.

Biyoteknoloji şirketi Editas Medicine tarafından desteklenen klinik deney, hasta hücrelerini bir petri kabında değiştirip daha sonra yeniden infüze etmek yerine, DNA’yı düzenlemek için CRISPR’ın düzeneğini doğrudan vücuda enjekte eden ilk deney oldu. Sonuçların sunulduğu oturuma başkanlık eden San Francisco California Üniversitesi’nde oftalmoloji araştırmacısı Jacque Duncan, tedavinin çözüm üretebileceğine dair “mütevazı ve ön” bulgunun “gerçekten heyecan verici” olduğunu söylüyor.

Deney katılımcılarında, retinanın ışığa duyarlı fotoreseptör hücrelerindeki veya yakındaki hücrelerdeki genetik kusurlarının, çocuklukta görme yetisini kaybetmeye sebep olan Leber konjenital amaurosis (LCA) hastalığı var. Yetişkinliklerinde, neredeyse bir kamışın içinden bakar gibi, yalnızca doğrudan önlerinde loş, bulanık görüntüler görebilirler. Gözleri genellikle bir yandan diğer yana gidip gelir.

2017 yılında LCA için onaylanan bir gen terapisi, RPE65 adlı bir genin çalışan bir kopyasını retina hücrelerine iletmek için zararsız bir adeno-ilişkili virüs (AAV) kullanıyor. Ancak AAV’li bir genin eklenmesi, hastalığın en yaygın şekli olan LCA tip 10 (LCA10) için işe yaramıyor. Bu duruma, diğer proteinlerin fotoreseptör hücreleri etrafında taşınmasına yardımcı olan bir proteini kodlayan CEP290 adlı başka bir gendeki kusurlar neden oluyor. Ne yazık ki, CEP290, bir AAV virüsüne sığmayacak kadar büyüktür.

O yüzden Editas, bunun yerine CRISPR’nin genetik makasını retina hücrelerine taşımak için bir AAV kullanıyor. CRISPR’nin Cas9 genom kesme enzimi için DNA ve iki kılavuz RNA içeri girdiğinde, hücreler CEP290’da ortak bir mutasyonu kesen Cas9 üretir ve bu da onun düzgün işleyen proteinler üretmesine izin verir.

Deneme sonuçlarında, ciddi görme bozukluğu olan altı yetişkine, bir göze olmak üzere üç denemede EDIT-101 enjeksiyonu yapıldı. Yan etki yaşayanlarda, göz ağrısı veya enflamasyon gibi hafif belirtiler görüldü.

Görme testi sonuçları mevcut olan beş hastadan üçü net bir ilerleme kaydedemedi. Ancak her ikisi de orta seviye dozu alan iki kişi, yanıp sönen bir ışığa verdikleri tepkileri ölçüldüğünde tedaviden önce hissettiklerinden daha fazla ışık hissedebiliyordu. Oregon Sağlık ve Bilim Üniversitesi’nde görme bilimi araştırmacısı olan araştırmacı Mark Pennesi, bugün sonuçları Nashville, Tennessee’deki Uluslararası Retina Dejenerasyonu Sempozyumu’nda sundu.

Pennesi genel sonuçlara ek olarak, daha fazla ışık hissedebilen hastalardan 54 yaşında bir kadının, tedaviden 6 ay sonra görme keskinliği testlerinde de önemli ölçüde iyileştiğini söyledi. Aslına bakılırsa, Pennesi, bir göz çizelgesinin üstündeki E’yi okuyamamaktan onu görmeye kadar vardığını söylüyor. Ayrıca, daha önce parlak ışıkta başarısız olduğu bir engelli parkurunda, loş ışıkta ustalaştı. Hasta, Portland Oregon’dan Carlene Knight, NPR’ye artık iş arkadaşlarının masalarına çarpmadığını söyledi. “Güzel bir his. İnsanları korkutmuyorum ve vücudumda çok fazla çürük yok” diyerek de şaka yaptı.

Pennesi, Knight’ın diğer hastaların aksine CEP290 geninin her iki kopyasında da Cas9 tarafından hedeflenen mutasyonunun olması nedeniyle başarılı olmuş olabileceğini söylüyor. Ancak, “Dürüst olmak gerekirse, neden Knight’ın sonuçlarının en iyisi olduğunu bilmiyor”.

LCA10 araştırmacıları şimdi, denemede, mevcut olan en yüksek dozla dört yetişkini daha tedavi etmeye başladılar. Editas’ın Baş Hekimi Lisa Michaels bir web seminerinde, fareler ve maymunlar üzerinde yapılan çalışmalara dayanarak, “Daha yüksek dozların daha güçlü bir klinik etkiye dönüşeceğini umuyoruz” dedi.

 Şirket ayrıca, denemenin bir parçası olarak çocukları yakında tedavi etmeyi umuyor. Pennesi, LCA’lı çocukların, aynı durumdaki yetişkinlerden daha sağlam fotoreseptörlere sahip olduklarından, daha büyük kazanımlar edinebileceklerini söylüyor. Daha plastik olan beyinlerinin, iyileştirilmiş görme sinyallerini işlemeye daha iyi uyum sağlaması da mümkün, diye ekliyor.

Geçen yıl, CRISPR nadir görülen bir kalıtsal hastalık için ilk klinik başarısını elde etti ve iki farklı ciddi kan bozukluğu olan hastalarda anemi, ağrı ve diğer semptomları hafifletti. Bu tedavi için araştırmacılar, hastaların kan kök hücrelerini bir petri kabında düzelttiler ve sonra hücreleri vücutlarına geri verdiler.

Editas, testi vücut içindeki hücreleri düzenlemek için CRISPR’yi ilk kullanan olarak ilam etmesine rağmen, daha sonra başlatılan başka bir “canlı içi” deneme çoktan sonuç vermiş durumda. Haziran ayında araştırmacılar, CRISPR’nin karaciğer tarafından üretilen ve kalp ve sinir hastalığına neden olan toksik bir proteinin seviyelerini düşürebileceğini bildirdi. Araştırmacılar, CRISPR DNA’sını vücuda taşımak için bir virüs kullanmak yerine, CRISPR kodlayan haberci RNA’yı taşıyan lipid nanoparçacıkları hastaların kanına enjekte ettiler.

Alıntıdır

bilimoloji.com