Transhümanizm’den Posthümanizm’e – EVRİM | EVOLUTİON from Transhumanism to Posthumanism -Dr.Dagdelen

TRANSHÜMANİZM VE POSTHÜMANİZMİN EVRİMCİLERE ÇAĞRISI

posthümanizm hayvanların insanların zevk nesnesi olarak görmeye karşı çıkan bir düşüncedir. Beden acziyetlerinden gelen acıların olmadığı bir dünyada nesneleşen insan; insan sonrası özne’leşmeye başlayacaktır.

İnsanın tek hücreden günümüze kadar gelmiş olması onu bütün canlılardan ayrı düşünmeyi olanaksızlaştırır. Yine posthümanizm bu farklılığı ortadan kaldırabilecek yetkinlik çizgisinde hareket eden bir düşüncedir. Posthümanizm bir çeşit doğa ile barışık türlerin ittifakını türler arası kucaklaşmayı temsil eder. Hayvanlar artık beraber film izlediklerimiz, korktuklarımız ve yediklerimiz olarak kalmayacak. hayvanlar egzotik meta olarak satılmayacak uyuşturucu ve silahtan sonra kadınlardan önce büyük yasadışı ticaret ağını oluşturmayacak  bu görüşler posthümanizmin hayvanların insanın zevk nesnesi olarak görmeye karşı çıkan bir düşünce olduğunu gösterir.

Posthümanist düşünce diğer canlıların ötekileştirilmesine şiddetle karşı çıkar. Posthümanizm insanı nesne olarak görür. İnsan kendini nesneleştirdiğinde hiçbir şey daha kötüye gitmeyecektir. Bilakis nesne olarak kendini gören insan bencillikten kurtulup iyileşmeye ve pek tabii buna bağlı olarak diğer türleri de iyileştirmeye başlar ve hiç şüphesiz kendi bedenide bu devinimden nasibini alacaktır düşüncesi Posthümanizmin ana temaları içeresinde yer almaktadır.

Beden acziyetlerinden gelen acıların olmadığı bir dünyada nesneleşen insan; insan sonrası özne’leşmeye başlayacaktır. Yeryüzünde bütün türleri birleştirip Posthumana ulaşmak yeryüzüne insanların yaşlanmadığı veya ölmediği istedikleri deneyimi yaşayabileceği bir nevi cenneti getirecek, bir girişim olarak değerlendirilmektedir.

Eskiden doğada yaşayan ve milyon yıllardan kalma genlerle döşenmiş beden yeni çağa ayak uyduramıyor kaldı ki  insan günümüzde kendini teknolojinin merkezinde görünce, bu sefer acaba kendi evriminin iplerini almaya başlar mıyım diye düşünmeden edemedi.Ayrıca Şuanki sapiense baktığımızda evrimi o kadar sarpa sarmışki obezite almış başını gidiyor artık insanlar açlıktan değil tokluktan ölüyor şeker baruttan daha tehlikeli hale gelmeye başladı buda buna müdahaleyi kaçınılmaz kılıyor dolayısıyla yüzyıllar alan bu seleksiyon zincirinin pek sağlıklı işlemediği, nihayetinde DNA’nın da bozulabildiği gerçeğini göz önünde bulundurursak kendine “neden daha iyi bir sistem bulmayalım’’ diye düşünmesi işleyişsel olarak oldukça muhtemel ve mantıklıdır.

Evrim, yeni düşünce sistemine sahip insan için oldukça yavaştı. Üstelik çiğ et yemiyor artık diye kör bağırsağı kaç yüzyıldır atamayan biyolojik evrim hele ki akut apandisit ile sürekli doktorları uğraştırıp hatta insanların ölümüne sebep oluyorken de acizdi yeni nesli düşünen insan için de.

Çürüme dişte başlarken, çok sağlam olduğu söylenen mine tabakası, nedense henüz insan ömrünün yarısına gelince dişçilerden çıkmıyor gerçeği çelişiyordu “Vita mı yapsam, porselen mi yoksa metal daha mı iyiydi”, peki ya gözler? Okuyan ve gelişen insanlardan gözlüksüz olan kaldı mı? Bir de biyolojik  evrimin kullandığı yönteme bakın yani rastlantı ve ilkellik başka deyişle kör olması, insanları ister istemez tek amacı sağ kalma ve üreme olan doğal evrimden sıyrılıp daha iyisini yaparım bunun…bu sisteme müdahale edebilirim onu tıpkı bir doktor gibi iyileştirebilirim diye düşündürdü.

tek hücreden kendisini buralara getiren, evrimle vedalaşıp kendisi evrimini kendisi daha hızlı yapabileceği ve bilinçli bir evrim yaratabileceği fikri insanın organik beden hapishanesinden kurtuluşudur.

Evrimin sizce amacı neydi hayatta kalmak peki hayatta kaldın ne olacak amaç ne? Sonuçta bir bakteri de  salgınla hayatta kalmak için bütün insanları öldürebilirdi ve hayatta da kalırdı şimdi ne olacak hangisi mantıklı tekrar başamı dönecez, bunu bakteri veya virüs yapıyorsa neden daha bilinçli ve daha akıl sahibi insanda yapmasın? Evrimin ürettiği tüm homo türlerinden biri hariç hiçbirinden eser yok.

Bu harici kişi yani insan; tek hücreden kendisini buralara getiren, biyolojik evrimle vedalaşıp bunu kendisinin daha hızlı yapabileceği ve bilinçli bir evrim yaratabileceği fikrine yönlendirdi. insanı organik beden hapishanesinden kurtarıp daha sağlam olabilecek inorganik bir yapıya sürükleyebileceği nesneye doğru yani Posthumana doğru yola çıkmaya sevk edecektir.

Tüm insanlık, tarih boyunca bununla uğraşmadı mı zaten, gerek tıp gerek mühendislik gerek teknoloji hepsinin amacı daha iyi insan daha iyi yaşam ve daha uzun ömür değil miydi? Üstelik iyi insan ahlaklı insanın amacı da zaten bunlara ulaşmak ve Tüm üretilen öğretiler yasalar cezalar bunun için değil miydi?Nasıl ki kullanılmayan organ köreliyor ve atılıyorsa protez uzuvlu bir insan da günü geldiğinde protezini değiştiriyorsa neden insanlar da asıl protezi olan bedenini değiştirmesin.

Bu öngörü bizi nereye sevk ediyor peki? Doğadan kopuş sapiensin yüzyıllar süren doğal evrimi; kendini insanın yarattığı yapay evrimin eline verince, değişimlerin yani evrimin çok hızlı olacağı kaçınılmazdır. Böylece canlıların ve insanın ortama göre sağlıklı şekillendirilmesi artık imkansızdır. Onun yerine kendi istediği şekle yani bu da daha doğru bulduğu varlığa doğru hızla evrileceğinin göstergesidir.